• Tıbb-i Nebevi
    • Sitemize Hoşgeldiniz
Tıbb-i Nebevi

   

Anne Bebek Sağlığı

Gebelikte Beslenmenin Önemi

   Gebe kadının enerji ve besin ögesi gereksiniminin karşılanması ve besin ögesi depolarının dengede tutulması; anne karnındaki bebeğin, büyümesinin (vücut ağırlığının ve boy uzunluğunun artması) ve gelişmesinin (zekâ gelişimi, organların gelişimi vb.) sağlanması ayrıca bebeğin, yetişkinlik döneminde oluşabilecek kronik hastalıklarının (kalp-damar hastalıkları, şeker hastalığı, hipertansiyon vb.) görülme riskinin önlenmesi; emziklilikte süt yapımında gereken besin ögesi deposunun oluşması için gebelik döneminde kişiye özgü bir beslenme programı gerekir.

   Sağlıklı bir gebelik için tüm besin ögeleri önemlidir. Gebelik döneminde artan enerji ve besin ögeleri gereksinmesini karşılamak için günlük beslenmeye ilaveler yapılmalıdır. Bu nedenle dört besin grubundan her gün önerilen miktarlarda tüketilmelidir.

Gebelikte Önemli Olan Bazı Besin Ögeleri

Kalsiyum ve D vitamini: Kemik ve dişlerin büyük çoğunluğu kalsiyumdan oluşmaktadır. Kemik ve dişin yapısında bulunan kalsiyumun kullanımında ise D vitamini gereklidir. Bunun için kalsiyumdan zengin besinler (süt ve süt ürünleri; yeşil yapraklı sebzeler; pekmez ve kurutulmuş meyveler vb.) tüketilmelidir. D vitamini, besinlerle yeterli düzeyde karşılanamamaktadır. D vitamininin en iyi kaynağı güneştir. Gebelik boyunca yüz, kollar ve bacakların güneş görmesi gereklidir. Cam arkasından yapılan güneşlenme yarar sağlamaz.

Demir: Gebelikte kan hacminin artması, bebeğin gereksinmesinin fazla oluşu, demirin besinlerle yetersiz alımı ve vücutta iyi kullanılamaması ve bağırsaklarda parazit olması durumunda kansızlık oluşur. Gebelikte kansızlık sonucu bebek yeterli demir deposu ile doğamamakta, bebekte kansızlık oluşmakta veya böyle bir doğum anne ölümlerine neden olabilmektedir. Kansızlığın önlenmesi için demir yönünden zengin olan et, tavuk, balık, yumurta, pekmez, kuru baklagiller; koyu yeşil yapraklı sebzeler ve kurutulmuş meyvelerin tüketimine önem verilmelidir. Özellikle bitkisel kaynaklı demirin vücutta kullanımını artırmak için her öğün C vitamini içeren besinlere (domates, turunçgiller, yeşil biber vb.) yer verilmelidir. Çay ve kahve demir emilimini engellediği için yemeklerle birlikte içilmemelidir. Eğer çay tüketilecekse iki öğün arasında açık ve limon eklenerek alınmalı veya bitki çayları (ıhlamur, nane, kuşburnu, adaçayı) tercih edilmelidir.

İyot: Büyüme ve gelişme için önemli bir mineraldir. İyot yetersizliği; gebe kadınlarda düşüklere, ölü doğumlara, guatra; bebek ve çocuklarda büyüme geriliğine, zekâ geriliğine, sağırlığa, cüceliğe guatra, tiroit bezinin çalışmamasına (hipotiroidi); gençlerde guatra, büyüme geriliğine, okul başarısızlığına, anlama ve öğrenmede güçlüklere; yetişkinlerde guatra, hipotiroidiye, zihnin yeterli çalışmamasına, güçsüzlük ve verim düşüklüğüne neden olmaktadır. İyot yetersizliği, dünyada önlenebilir zekâ geriliğinin temel nedenidir. Tüm yaş gruplarında iyot alımının yeterli düzeyde olması büyük önem taşır. Bunun en kolay ve ucuz yolu iyotlu tuzun tüketilmesidir. İyotlu tuz ışık ve güneş görmeyen, nemli olmayan bir ortamda, koyu renkli ve ağzı kapalı kaplarda saklanmalıdır. İyotlu tuz, yemeklere yemek piştikten sonra ateşten indirmeye yakın eklenmelidir.

Folat (folik asit): Gebelik sırasında folatın yetersiz alımı bebeklerde doğumsal anormalliklere neden olur. Ayrıca folat yetersizliği sonucu kansızlık (megaloblastik anemi) görülebilmekte ve yetişkinlerde kalp damar hastalıklarına yakalanma riski artmaktadır. Folat yetersizliği sorunlarının önlenmesi için; yeşil yapraklı sebzeler, baklagiller, yumurta tüketilmelidir.

Sıvı: Sıvı gereksinimini karşılamak için su, süt, ayran, taze sıkılmış meyve suları, evde hazırlanmış limonata tercih edilebilir. Günlük su tüketimi, en az 8-10 su bardağı olmalıdır.

Aşırı şeker tüketiminden kaçınılmalıdır. Pekmez, bal ve reçel de dahil günlük şeker alımı 3-4 silme yemek kaşığını geçmemelidir.

Bunların yanında en önemli noktalardan birisi; anne adayları bu dönemde paketli ürünler, içeriği bilinmeyen gıdalar ve katkı maddelerinden uzak durmalıdır. Çünkü bilinmelidir ki bu katkı maddeleri ve GDO’lu ürünler plasentadan geçerek bebeğe ulaşabiliyor.

Gebelik Döneminde Ağırlık Kazanımı

Gebelikte, ağırlık kazanımının izlenmesi önem taşımaktadır. Gebe kadın ilk üç ayda her ay 0,5-1 kg sonraki aylarda ise ayda ortalama 1,5-2 kg ağırlık kazanmalıdır. Gebelik süresince annenin toplam ağırlık artışı ortalama 12,5 kg (9 - 14 kg) olmalıdır.

7 kg dan az ağırlık kazanma, anne ve bebeğin sağlığını tehlikeye sokar. Düşük doğum ağırlıklı bebek doğurma olasılığı artar. Bebekte fiziksel ve zihinsel gelişim yönünden yetersizlik görülebilir. Ayrıca ağırlık kazanımı az olduğunda anne sütünün veriminin düşeceği bilinmelidir.

Fazla vücut ağırlığı kazananlarda sağlık sorunları (gebelik zehirlenmesi, doğum güçlüğü, şeker hastalığı, iri bebek doğumu vb.) görülebilir. Gebelik öncesi anne şişmansa daha az kilo almalıdır. Öğün atlamak, zayıflamaya çalışmak gelişen bebek için ciddi tehlikeler yaratır.